Defolun Gidin Ülkemden!
Ülkemizin dışarıdan bölemeyeceğini anlayan AB ve Amerika dost tutumlarının yanında arka plandan doğru Türkiye’yi içten bölmek için çalışmalarına devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde idam edemediğimiz Apo için ayaklanan PKK yandaşları bir çok ilde taşkınlık çıkararak güvenlik güçleri ve bölge halkı ile çatıştılar.
Ülkemizin düştüğü bu durumu görünce ne yapacağımı şaşırıyorum. Aynı ülkenin insanları ülkesi için canını verecek olanlar ve ülkeyi yıkmak isteyenlerin çatışmalarına sahne oluyor. Bilecik’te çıkan taşlı kavgada ağır yaralanan bir bölücü örgüt üyesi T.C.’nin askerleri tarafından alınıyor,T.C.’nin ambulansına konuluyor,T.C.’nin hastanesinde tedavi görüyor ama biz hala sesimizi çıkaramıyoruz.
Bölücüler bizi yıkmak istiyor kendi ülkemizde sokaklarda bize meydan okuyor, bizler sesimizi çıkaramıyoruz. İstanbul’da, Van’da, Diyarbakır’da, Bilecik’te yaşanan bu olaylar ülkemizin düşebileceği en kötü durumlardan birisidir. Zamanında nice kanlar akıtarak aldığımız bu topraklarda dönen bu oyunların kimler tarafından düzenlendiği de herkesin gözünün önündedir.
Bu çatışmalarda taş yerine silah kullanıldığını Türkler ile bölücülerin normal bir şeymiş gibi aynı ülke içinde sokaklarda, caddelerde savaştığını düşünmek bile istemiyorum Askerlerimiz dağlık bayırlık arazilerde savaşırken bu saklanan, kaçan insanlarla şimdi askerlerimize pek iş düşmüyor. Çünkü bu kaçan insanlar AB’ye verdiğimiz bazı tavizlerle ve durduğumuz bazı pasif davranışlarla artık içimizde rahatça dolaşabiliyor. Karakolları basabiliyor. Vitrininde TÜRK bayrağı gördüğü bir dükkanı İstanbul’da rahatça taşlayabiliyor, bölücülük lehinde rahatça slogan atabiliyorlar. AB’nin iç işlerimize karışmasına müsaade etmeye devam edersek kendi sonumuzu hazırlamaya devam edeceğiz. AB’nin bizi alacağı felan yok, bunu herkes görüyor ama hala bazı kişiler göremiyor. Sadece bize uzun süreli bir anlaşma ile 2015 yılına söz veriyorlar. Bu ne demek bir 10 sene daha boyunca Türkiye’ye uygulanacak bazı emirler ile iyice iç savaş çıkarmak ve ülkeyi içten parçalayarak Türkiye Cumhuriyetini ortadan kaldırmaktır. Bu 10 yıllık süreyi onlara verdiğimiz tavizlerle devam ettirirsek yukarıda anlattığım gibi artık sopalı,taşlı çatışmaların yerine dağlarda ve kaçarak savaşan bölücülerle yurt içinde askerlerimizle değil vatandaşlarımızla caddelerde silahlar ile çatışmak durumunda kalacağız. T.C.’nin bazı hukuksal boşluklarını kullanacak bu insanları da yine bizim polisimiz silahını çekerek vuramayacak, kendisi ölmeye hazırlanacaktır.
Asla provokasyonlara gelmemeliyiz. Bu bölücülerin hiçbir şeyine müsaade etmeyecek şekilde hukuksal boşlukları doldurarak gereğini devlet olarak yapmalıyız.
Aslında kimilerinin sesi çıkmamasının sebebi olayların daha da büyümemesi içindir. Bölücülerden birini Taksim Meydanında gözler önünde sallandırsak veya bu rahatça yaptığı eylemlerinde onları silah ile tarayıp hepsini bir anda yok etsek belki bir çoğunun daha sesi çıkmayacak ama gizliden gizliye eskiye dönerek dağdan savaşmaya devam edecekler. Bu da Türkiye’nin 1990’lı yılara dönmesi demektir ki buna da kimsenin gönlü razı değildir.
Birde ülke içinden yönetimden bölücüleri temizlemezsek bu sorunlar devam edecektir. Çünkü yönetimimizde bunları destekleyenler var ki bunlar bu gücü buluyorlar. Bunu da bir gazeteden okuduğum haberi sizlerle paylaşarak yazımı sonlandırmak istiyorum.
7 Eylül Çarşamba Halk’a ve Olaylara Tercüman Gazetesinden alıntıdır.
Provokatörler, CHP’li Değer’i Yardıma Çağırdı.
CHP Diyarbakır milletvekili Mesut Değer, provokasyonları başlattıktan sonra sıkışınca kendisini otobüsten arayan PKK yandaşlarının yanına Bozüyük’e koştu. Partisinin İl Kongresi için Denizli’de bulunan Mesut Değer karayolu ile 4-5 saatlik yolu katederek süratle Bozüyük’e ulaştı. Bozüyük’e gittiğini kabul eden Mesut Değer,Bilecik Valisi Musa Çolak’ın, “Gerilim yaratırsanız,halk galeyana gelebilir” uyarısı üzerine bir petrol istasyonunda beklediğini söyledi. Gemlik’e giden PKK yandaşı otobüste bulunan bazı kişilerin telefonu ile Bozüyük’e gittiğini söyleyen Mesut Değer olayları yakından izlediğini, otobüste bulunan yaralılara yardım ettiğini gerekli girişimlerde bulunduğunu ifade etti. CHP’lilerin koruması altında saatlerce Bozüyük’te beklediğini söyleyen Değer, kurtuluş günü kutlanan Büzüyük’te yaşanan olaylardan MHP’lileri ve güvenlik güçlerini suçladı. Değer otobüste bulunan provokatörlerle ilgili ise hiçbir yorum yapmadı.
Bir önceki yazımız olan Bizden Sonrakiler Bizim Hangi Mirasımızla Övünecekler başlıklı makalemizde Bizden Sonrakiler Bizim Hangi Mirasımızla Övünecekler, Köşe Yazısı ve makale hakkında bilgiler verilmektedir.