Kurbanı da Kirletecekler
Artık Kurban’ın da hilekarlığı bulundu! Sokaklarda mutlaka görmüşsünüzdür bazı kurumlarca düzenlenen yardım kampanyalarında Kurban Bedeli 200 YTL. Oysa kendiniz kesmeye kalktığınızda 400 YTL.
Bu bedel farkları insanlarda görüş farklılıkları ortaya çıkarmaya başladı. Kimisi gerçekten kalbini temiz tutarak kurbanını farklı noktalara ulaştırmak amacıyla bu kurumlarca kurban kesim vazifesini yerine getirirken, kimisi ise imkanı varken cebinde 200 YTL daha kalsın sağa sola kullanırım, tatile giderim amacıyla bu kurumlara müracat etmeye başladı.
Oysa ki burada unutulan bir şey var! Niyeti bozuk kesilen Kurban, Kurban değildir…
Şimdi bir de son zamanlarda bazı kesimce ortaya atılan bir görüş daha yayılmaya başlandı. Eee kıyamet alametlerinde boşuna yazmıyor, Kıyamete yakın cahiller artacak , herkes alim olacak, dini hükmü bilmeyenler dini kendilerine göre yontmaya çalışacak, kendilerine göre kural koyacak diye. Sanki seneler önce ALLAH’ın resulu bilmiyordu bu günlerde böyle düşüncelerin ortaya çıkacağını! Ve sanki bunu bilmediğinden ek olarak hadis bırakmadı! Düşen bir kuru yapraktan bile haberi olan ALLAH (C.C.) bunları mı bilmiyordu? Peygamber efendimiz kurban kesmeyin, fakirlere yardım edin diyemez miydi?
Şimdi diyorlar ki bu canilik. Ne gerek var bunca hayvanı bir anda katletmeye. Vay bee! Bak sen bunu diyene! Evinde kıymalı börek geldiğinde löpür löpür götürürken bir şey olmuyor ama! Çünkü kesildiğini görmüyor. Ama her akşam sofrasında köfteler, biftekler gırla gidiyor. Şurda gariban senede bir gün et yiyecek ona da göz diktiler!
ALLAH (C.C.) konulan her kuralın, yaşanan her bir şeyin bizlere nasıl faydalı olacaksa o şekilde geliştiğini ifade etmiyor mu? Kurban Bayramı ile hiç düşünüyor musunuz ekosistem’de neler işliyor?
Bu bayram ile hayvan yetiştiricileri bir senelik emeklerinin karşılığını alıyor ve yeniden yatırım yaparak yetiştiricilik mesleğine devam ediyor. Bu kurbanlıkları taşıyan nakliye araçları ayrıca rızkını kazanıyor. Bunları pazarlayanlar ayrıca komisyon alarak rızkını kazanıyor. Bunların pazarlandığı arsa sahipleri ayrıca rızıklarını kazanıyor.
Ayrıca bir koyun her sene bir kuzu veriyor aşağı yukarı. Aynı şekilde büyük başlarda doğum yapıyor. Bunların sayısı bir bir artarken ALLAH (c.c.) ekosistemi öyle bir ayarlamış ki denge bozulmasın. Kurbanlar kesiliyor ama yenileri doğuyor. Sistem her sene aynen devam ediyor. Eğer bu kesimler olmasa ekosistemdeki bozulma nasıl etkilenecek biliyor musunuz?
Bu olay aynı şekilde Kurbağa’nın sinek yemesi, Yılan’ın ise Kurbağa’yı yemesi şeklinde işliyor. Bir taraftan doğum olurken, bir taraftan ölümler olmak zorunda. Çünkü nüfus sürekli tazeleniyor. Bu sistemin işlemesiyle bir sene boyunca et yiyemeyen ya da çok az tüketen insanların evine et giriyor. O her gün sofrasında olupta “ohhh deyipte”, “elhamdülillah” diyemeyen ama “ne kesiyosunuz hayvanları fakire yardım yapın” diyebilen göbekliler gibi sofraya sahip olamayan , et yiyemeyen o kadar çok insan var ki; işte bu yüzden emredilmiş.
Kalan etin 3’te 1’ini dağıtacaksınız diye emrediliyor. Tabi bu dağıtımı gidipte normalde de et yiyen insana yapanlar gibi yapın demiyor. Et yiyemeyen, fakirleri araştırın bulun, onların sofralarını şenlendirin deniyor.
Bir hikayeyle bunu hemen örnekleyelim. Ağanın bir tanesine bir fakir gelmiş kurban bayramında. Fakir olduğunu biliyor tabi ağa. Kapıya bakan kişi ağaya haber ediyor falancı geldi diye. Ağa’da diyor, “o boğanın hani o kemikleri felan vardı ya verin gitsin sevaba girelim!!!” Vay beh! Kendin yiyecen lömbürü lömbürü et yerlerini, işe yaramayan sakatat denecek yerleri vercen fakire. Yani et yiyemeyen fakire hayvanın işe yaramayan 3’te 1’lik neresi varsa verecen. Adam sayende kemik yiyecek! Sonra da bir de sevaba girecen… Ohh ne güzel değil mi?
Eskiden köy yerlerinde veya bırakın köyü, şehir yerlerinde yazarmış insanların kapısında. “ALLAH misafiri kabul edilir. Yolda kalanlara yatak verilir, aç kalanlara yemek verilir” diye. Yolda kalan ya da aç kalan varsa ortada bırakılmazmış hemen sahip çıkılırmış. Şimdi de kapılarımızda yazıyor: “DİKKAT EĞİTİLMİŞ KÖPEK VAR” !!! Bak sen… Aç kalana ya da dışarıda kalana bırakın yardım etmeyi bir de köpeğe ısırtacağız. Aynı Amerikalıların Ebu Garip’te Iraklılara yaptığı gibi!
Bizi paraya köle ettiler. İnsanlığımızı kaybetmeye mahkum bıraktılar. Müslümanım demeyi sadece kelimelerden ibaret kıldılar. Ama insanlık görevini ve Müslümanlık bilincini yerine getirmemizi nefsimiz de dahil kimse istemedi. Peki kendimiz istedik mi?
Peki şimdi soruyorum sizlere!
Sizce suç kimde?
Bir önceki yazımız olan Görele 1,2... Aldık Mı Fakülteyi? başlıklı makalemizde 2... Aldık Mı Fakülteyi?, Görele 1 ve Köşe Yazısı hakkında bilgiler verilmektedir.