Ne Yediğimiz Belli Mi?
Geçenlerde Kadıköy’den evime gidiyordum halk otobüsüyle.Otobüsün arka tarafına oturdum.Arkamdaki koltuğa da 50 yaş üstü iki amca oturdu.Yolda giderken bu amcaların ettiği muhabbet ilgimi çekti.Aslında konuştukları şeyler bizleri çok yakından etkiliyordu.Diyordu amcam:”Artık sebze ve meyveler yenilmeyecek hale geldi.Kış ortasında yaz meyvesi,yaz ortasında kış meyvesi üretiliyor.Nasıl besleneceğimizi şaşırdık.Ah…Eskiden köylerde bir domates olurdu,mübarek ne güzel kokardı çit ‘in başından.Evlerde bir salatalık soyardık ev tamamen salatalık kokardı,mübarek ne güzel de kokusu vardı.Ama gel gör ki şimdileri…Domates alıyorsun pazardan kesmeye kalkıyorsun ya bıçağı vurdun mu kendini salıp gidiyor yada taş gibi sert ne tadı var ne tuzu.Bir salatalık alayım yiyeyim diyorsun o ne biçim salatalık öyle.Ne tadı var ne kokusu.Yani anlayacağın arkadaş dengesiz beslene beslene,ne mide kaldı ne bağırsak.İki de bir sağlık sorunları yoklayıp duruyor.Kızıyor kafam atlayıp gideceğim köyüme ekeceğim taze taze sebze ve meyvemi.Yiyeceğim taze taze,sağlıklı bir şekilde.
Bu amcamın nereli olduğunu konuşmalarında işitemedim ama belli ediyordu Karadenizli olduğunu.Amcamların konuştukları aslında en çok dikkat etmemiz gereken şey olan sağlıktı.Ona buna,işe yaramaz şeylere veriyoruz ne güçlüklerle kazandığımız paraları.Asıl para harcamamız gereken sağlık konusuna hep ilgisiz kalıyoruz.
Geçenlerde elbetteki izlemişsinizdir Arena programını.İçim acayip oldu bu programda gösterilen üretim yapılan yerleri görünce.Birde bunlar gösterilenleri,kim bilir daha gösterilemeyen neler var.Adı üretici,güya sucuk yapacak içine ne koyduğu belli değil.Kaskatı olmuş,ne eti belli olmayan etleri yığmış tezgahlara.Tezgah berbat bir görüntü içinde.İçeride haşere ve fareler cirit atıyor.Bunun aynısı bir manzaraya da bir ekmek imalathanesinde rastladılar.İşin ilginci aynı ekmek fabrikasında üretilen bir ekmeğin içinden afedersiniz ama fare çıktı.Üretici akide şekeri üretiyor içine ne koyduğu belli değil.Kaşar peyniri üretiyor neyden yapıldığı belli değil.Açık yoğurt satıyor tarihi geçmiş yoğurtları açık şekilde halka sunuyor.Bulgaristan’dan gelen kaçak etler,sucuklar,salamlar,sosisler halk pazarlarında imalat fiyatına denilerek halka 2-3-4 milyona satılıyor.Halk alıyor ama ne yediğini bilmiyor.
İstanbul’da her yıl normal sığır eti üretiminin iki misli domuz eti üretiliyor.İstanbul’da bir sürü domuz çiftliği bulunuyor.Ne bir denetleme,ne bir araştırma.İyi ama ne oluyor bu domuz etleri?Ben söyleyeyim o 1 milyona tavuk etinden yapıldığı iddia edilen sucuklar varya işte bunlarda kullanılıyor;400 bin liraya satılan lahmacunların içini süslüyor;büfelerdeki döner tezgahlarına yığılıyor… ve benzeri bir sürü yerde kullanılıyor.
Sayın okuyucular sizlere sesleniyorum.Sizlerden ricam burada teker teker marka belirtmeyeceğim reklam olmasın diye ama siz hangi markalara güveneceğinizi biliyorsunuzdur.Benim önerim az az yiyelim,az az alalım ama markalı ürünleri bildiğimiz yerlerden,tanıdığımız kişilerden alalım.Allah’ın bize verdiği bu güzel bedeni en iyi şekilde koruyalım.Emanete hıyanetlik etmeyelim…
Bir önceki yazımız olan Sahip Çıkamadığımız Barış Çelebi başlıklı makalemizde Köşe Yazısı, makale ve oğuzhan kılıçarslan hakkında bilgiler verilmektedir.