Susturuluyor Muyuz?
Türkiye’de maalesef Türklüğü anlatmak, Türk’üm demek ayıplanır ve sansürlenir olmaya başladı…
Avrupa İnsan Hakları ismiyle bölücülerin her hakkını koruyan yasalar, savaş ile yapamadıklarını diplomatik baskılarla uygulamada kararlı görünüyor. Önce AB’nin Kıbrıs haritasında Kıbrıs tek ülke olarak gösteriliyor ve KKTC şehirlerinin adı Rumca yazılıyor, sonra bazı ülkeler Ermeni soykırımını kabul ederek diplomatik baskı uygulamaya çalışıyor.
ABD’nin ciddiyetine hiç kimse inanmadığı gibi terör sorununu çözeceğine kimsenin güveni de yok. Bırakın terörü durdurmayı körüklemediğini kimse net şekilde ifade edemez.
Türkiye’de de bazı gerçekleri bizlere göstermek isteyen adam gibi adamlar sansürleniyor birer birer. Tercüman (Halk’a ve Olaylara) Gazetesini tebrik ediyorum öncelikle. Bush’un oyunlarını açıkça manşetten verdiği için, Bunu değil bunu istiyoruz diyerek Saddam Hüseyin yerine Abdullah Öcalan’ın idam resmini yayınlayabildiği için, Kıbrıs’taki duvarın yıkılmasına ses çıkarmayan Talat’a , Sen Ne Yapıyorsun Talat! Diyebildiği için, Dink cinayeti ile değiştirilip kaybettirilen gündemleri halka tekrar duyurduğu için, AB’nin gizli Kıbrıs haritasını yayınlayıp halkı uyardığı için…
Geçtiğimiz hafta bir dizi daha yayın hayatına veda etti. Kırık Kanatlar… Sebebine gelince izlenmemesiymiş. Ben sanmıyorum ki böylesine bir dizi izlenmesin. Türkiye, geçmişteki olaylarına göz gezdirmesin. İzlenmiyor kılıfına sokularak rafa kaldırılan başarılı bir dizi, Türkiye’yi anlatan bir dizi daha susturuldu (mu?)…
Sonrasında ise Kurtlar Vadisi Terör dizisi susturuldu. Daha ilk bölümüyle rahatsız olan kesimin bastırmasıyla RTÜK, kimlere hizmet ettiğini bilmezcesine susturma kararı aldı. Bir haber sitesinde başlık atılmış; RTÜK: 1 – Kurtlar Vadisi: 0 diye aynı haberin altında da bir yorumcu bir yazı yazmış bence o başlık “Teröristler: 1 – Türkiye: 0” ‘dır diye. Halkın gerçekleri bilmesine göz yumamıyorlar. Dizide verilen ince mesajlardan rahatsız oluyorlar. Kimilerine göre dizi mafyaya özendiriyordur, kimine göre de kendine buyruk devlet meselelerine burun sokmayı heveslendiriyor. Haklı olunan noktalara yok demiyoruz asla, fakat gerçeklerin de halka gösterilmesi engellenmiştir. Bu böyle bilinmelidir. Senaryo dediklerimizin içinde gerçeklerde vardır, diziyi izleyenler bilirler…
Ülkemize Belediye Başkanları rahatça terörist cenazesine gidebile dursun, birde onlara şehittir diyebile dursun, Kürtçe yayınlar için insan hakları dene dursun, gözümüze sokulan çomakları kimse görmez oldu. Halk olarak susarsak , geçmişimizi unutmuş hale geleceğiz. İcazet almaktan bıktık artık. Birilerinin isteklerine göz yummaktan bıktık artık. Koyun sürüsü gibi nereye sürülürsek gider olduk. Ses çıkarmaya korkuyoruz. Başkalarını koruyan yasalar, bizi susturur diye çekiniyoruz. Neden başkalarının bizi vurduğu silahları terse çevirip onları vurmaya kalkmıyoruz?
Irak’ı içimize katmış bir Türkiye haritası yayınlasak mesela? ABD – Türkiye savaşını anlatıp ABD’nin yerle bir olduğu bir film çeksek mesela? Ermeni Soykırımına evet diyen ülkeleri araştırsak, onların yaptığı soykırımlarda soykırıma uğrayan devletlere destek versek mesela? Yunanistan sularındaki bir alan için başka devletlerle araştırma anlaşması imzalasak mesela? Bizi, “yapmazsanız şöyle olur” deyip tehdit ettikleri maddeleri terse çevirip, yüzlerine vurabilsek mesela? Tamamiyle KKTC olarak gösterilen bir Kıbrıs Haritası çıkarsak mesela? ABD’den bir kısmı Venezuelaya katılmış bir harita yayınlasak mesela?
Ne kadar çok meselamız var değil mi? Her gün yeni bir meselalar bizlere uygulanırken , bizler susmaya devam ediyoruz. Etki – Tepki prensibini uygulayamıyoruz. Yasalarımızın imkan verdiği ölçüde (!) hakkımızı aramayı beceremiyoruz. Resmi makamlarda konuşmaktan korkuyoruz. Hakkımızı aramaktan çekiniyoruz. Tuttuğumuzu koparmayı başaramıyoruz. Bir yol tutmuşuz, “bana dokunmayan yılan bin yaşasın” demeye devam ediyoruz. Çok merak ediyorum, bir gün sustuğumuz halde başımıza bir tokmak yediğimizde “aa” diye tepki sözcüğünü bile diyemeyeceğimiz günlere geldiğimizde ne yapacağız? ALLAH sonumuzu hayretsin…
Bir önceki yazımız olan Ürettiklerimizi Pazarlayabilsek başlıklı makalemizde Köşe Yazısı, makalesi ve oğuzhan kılıçarslan hakkında bilgiler verilmektedir.