Zamanında Yaşamak
Aysun 21 yaşlarında bir genç kızdı.Giresun-Görele’de oturuyordu.Arkadaşlarıyla çok iyi geçinir kimsenin kalbini kırmak istemezdi.Annesine de çok bağlıydı.Aysun’un çarşıda birkaç tane kendi dengi kız arkadaşı vardı.Bunlar haftada bir özel olarak toplanırlardı.Hepsi birbirinin sırlarını birbirlerine açardı.Ama içlerindeki Sevim adlı arkadaşları bu sırları tutamıyordu.
Yine yaz gelmişti.Aysun yöresini çok sevdiğinden başka yerlere tatile gitmek istemiyordu.Arkadaşları da Aysun gibi başka yerlere tatile gitmiyorlardı.Yine bir haftaki özel buluşma zamanı gelmişti.Aysun çarşıdan Mehmet isminde bir gençten hoşlanmaya başlamıştı.Arkadaşı Burcu’da bu olayı çok kıskanıyor bir türlü içine sindiremiyordu.Çünkü Mehmet,Burcu’nun eski erkek arkadaşıydı.Burcu bu durumu Aysun’a da belli etmek istemiyordu.Bu haftaki konuşmalarında arkadaşlarının da beklediği üzere Aysun bu durumu sırların açıklandığı zamanda arkadaşlarına söylemişti.Burcu kendini zor tutuyordu.Bunca yıllık arkadaşı nasıl oluyordu da eski sevgilisini almaya kalkışıyordu.Burcu her ne kadar Aysun sorduğunda “yok be niye alınayım bizim ki zaten bitti” diyorsa da hala Mehmet’e karşı bir şeyler hissediyordu.Aysun’da bundan çekiniyordu ama Burcu’nun bu açıklamalarında sonra kendini daha rahat hissediyordu.Arkadaşların evlerindeki konuşmaları bitmiş ve dışarıya çıkmak için hazırlanıyorlardı.Birazdan dışarıya çıktılar,Hayrullah Koç parkının oradaki çay bahçesinde çay içmeye gittiler.Hep beraber oturdular ve birer çay söylediler.Birden Mehmet geldi çay bahçesine tek başına.O da oturdu ve bir kola istedi.Tabi bu sırada bütün kızların gözü Mehmet’in üzerindeydi.Mehmet’te bunun farkındaydı.Ama Mehmet öyle bir aile terbiyesi almıştı ki asla evleneceği kızın hareketli bir kız olmasını istemiyordu.Bu grupta Sevil hariç bütün kızlar da Mehmet’in istediği tipten kızlardı.Mehmet’te Aysun’dan hoşlanmaya başlamış ama bir türlü açılamamıştı.Aysun o kadar kızın Mehmet’e bakmasını içine sindiremedi ve birden ayağa kalktı.Kızlar ne oldu diye sorduğunda “yok bir şey şimdi geleceğim” diyerek cevap verdi ve yavaş yavaş Mehmet’in oturduğu masaya doğru yöneldi.Mehmet çok şaşırmıştı ve oda yavaşça ayağa kalkmaya başladı.Aysun Mehmet’in oturduğu masaya geldi ve “merhaba” dedi.Mehmet’te donuk bir şekilde “merhaba” diye karşılık verdi.Aysun “oturabilir miyim?” diye sordu.Mehmet bir kızdan beklemediği bu harekete karşı ilk defa tavrını kontrol edemiyordu sonunda “tabi” diye karşılık verebildi.Aysun hayatında ilk defa birisinden hoşlanmıştı ve çok açık yürekli bir kızdı.”Mehmet” dedi.Mehmet hala beklemediği bu olayın şokundaydı ve zar zor “efendim” diye karşılık verebildi.Aysun Mehmet’in bu tutuk tavrı karşısında ne yapacağını birden şaşırdı ve “bir sorun mu var,yoksa başka birisini mi bekliyordun” diye sordu Burcu’ya bakarak.Mehmet olayı anlamış ama “hayır” diye karşılık vermişti.Aysun birden konuya girerek “Ben hayatımda ilk defa birisine karşı bir şeyler hissediyorum.Bu kişide sensin” dedi.Mehmet beklediği cümleleri duymuştu ve “bende şu an ciddi duygular içindeyim,bende sana karşı bir şeyler hissediyorum” dedi.Aysun’un arkadaşları kendilerine yakın olan bu masadaki konuşulanları hissettirmeden dinliyordu.Burcu birden ağlayarak koşar adım kalktı ve masadan uzaklaştı.Masada kalan Sevil ve Sevim masada dona kalmışlardı.Burcu’nun neden böyle yaptığını da biliyorlardı.Aysun bu durumu gördü ve o da birden bir telaşa kapıldı ve Mehmet’e dönerek titrek bir sesle “aranızda yoksa hala bir şey mi vardı,yoksa yanlışlıkla bir hata mı yaptım” dedi.Mehmet “hayır,uzun zamandır görüşmüyorduk zaten neden böyle yaptı anlamadım” diye karşılık verdi.Aysun “galiba ben anladım” dedi.Daha sonra Aysun yavaşça ayağa kalktı ve “Mehmet sen belki anlamadın ama Burcu senden hala hoşlanıyor sana karşı hisleri aşka dönüşmüş birisi varken ve özellikle bu benim arkadaşımken asla böyle bir hataya düşemem,senden özür dilerim ama bu söylediklerimi lütfen unut” dedi ve masadan uzaklaşarak arkadaşlarının yanına gitti.Mehmet neye uğradığını şaşırmıştı.Kendisini rüyada gibi hissediyordu,kendi kendine “bu olay gerçek miydi yoksa ben rüya mı görüyorum? ” diye söylenmeye başladı.Aysun arkadaşlarından müsaade alarak Burcu’nun evine doğru gitti.Evlerinin önüne gelmişti ve zile basmaya başladı.Burcu içeriden ağlamaklı bir sesle “kim o” dedi.Aysun “Burcu benim “ diye karşılık verdi.Burcu ağlamaya başlayarak “git,seninle şu an konuşmak istemiyorum” dedi.Aysun “Burcu bilmiyordum,benden sakladın,bende seni anlayamadım ne olur affet beni canım arkadaşım diye” karşılık verdi ve o da ağlamaya başladı.Burcu kapıyı açtı.Aysun’a baktı “canım arkadaşım” dedi ve ikisi de birbirinin boynuna sarılarak ağlamaya devam ettiler.Burcu ve Aysun çocukluktan beri arkadaşlardı.Bir genç yüzünden aralarının açılmasına müsaade etmeyecek kadarda akıllılardı.Burcu ağlayarak “içeri gel” dedi.Aysun evet dercesine başını salladı.Burcu’nun annesi ve babası evde değillerdi.Buda Aysun ve Burcu’ya yaramıştı.Çünkü bu olayı birde ailelerinin duymalarını istemiyorlardı.İkisi de Burcu’nun odasına geçip oturdular.Bir süre konuşmadılar ağlamaları yavaş yavaş kahkahalara dönüşmeye başlamıştı.İkisi de az kalsın seni birisi yüzünden kıracaktım diye birbirinden özür diliyordu.İkisi de pişmandı ama ikisi de seviyordu.Peşinde Aysun kendi evine gelmişti.Bütün gece uyuyamadı.Durmadan düşündü ve sabaha karşı kararını verdi.Burcu’yla evlenmesi için Mehmet’le konuşacaktı.Bu durum Aysun için ne kadar zorsa da arkadaşı için yapmayacağı şey yoktu.Güneş yavaş yavaş ışımaya başlamıştı.Aysun’un evi Görele’de tam sahilin karşısındaydı.Aysun biraz dalmıştı.Güneşin perdenin altından doğru yüzüne vurmasıyla yavaş yavaş gözlerini araladı ve hemen kalktı.Bugünün kendisi için ne kadar zor olacağını biliyordu ama yapmaya mecburdu.Üstünü giyindi ve Mehmet’in işlettiği kırtasiye dükkanına doğru yol almaya başladı.Dükkanın önüne geldi ve Mehmet’i beklemeye başladı.Sonunda Mehmet geldi ve dükkanın önünde bekleyen Aysun’u görünce çok şaşırdı.Aysun Mehmet’e yaklaşarak “biraz konuşabilir miyiz? ” dedi.Mehmet “tabi ki” diye karşılık verdi.Her şeyin başladığı Çay bahçesine gittiler.Sabahın ayazında bir müddet konuşmadan sımsıcak çaylarını yudumladılar gün doğumuna bakarak.Sessizliği Aysun bozarak “Mehmet,Burcu seni çok seviyor.Senden onunla evlenmeni istiyorum” dedi.Mehmet bir anda ne olduğunu şaşırdı.”Ama ben,ondan hoşlanmıyorum ki,senden hoşlanıyorum” dedi.Aysun “beni unut,evleneceksen ve hoşlanacağın biri varsa oda Burcu’dur “dedi.Mehmet bir şey diyecek gibi oldu ama diyemedi.Aysun birden “seni hala nasıl sevdiğini anlamadın mı?ikinizde beraberdiniz,ona karşı sende elbette hala bir şeyler hissediyorsundur,yalan mı? “ dedi.Mehmet “evet,belki çok küçük bir şey var “dedi.Aysun bu aldığı cevapla yıkılmıştı.Ama devam etmek zorundaydı.”o zaman daha neyi bekliyorsun ikinizde birbirinize çok yakışıyorsunuz eminim ki çokta mutlu olacaksınız” dedi.Mehmet başını öne eğerek “belki de” dedi.Aysun seni bugün Burcu’yla buluşturacağım,oturup bir karar verin ve asla konuştuklarımızdan ona bahsetme “dedi.Mehmet “tamam” dedi.Aysun “teşekkür ederim,benim işim bitti.”dedi ve oradan ayrıldı.Mehmet’te Aysun’dan gelecek kıskanma sözcüğünü bekliyordu ama Aysun’un bu tutarlı tavrı karşısında başka şansıda kalmamıştı.Çünkü Mehmet’inde yaşı biraz ilerlemiş ve yeni tanışacağı bir kişiylede evlenmeyi düşünmüyordu.Aysun hemen eve gitti ve Burcu’yu aradı.”Burcu,bugün seninle Mehmet’in kırtasiyesinin önünde buluşalım,merak etme o bizi görmez” dedi.Burcu “başka yer olsa olmaz mı?daha dün yaşadıklarımız ne oldu” dedi.Aysun “haklısın ama oradaki fotoğrafçıda bir işim var orada buluşsak daha iyi” dedi.Burcu pek istekli olmayan bir ses tonuyla “tamam” dedi.Burcu öğle saatlerinde Aysun’la buluşmak için söz verdikleri yere geldi.Mehmet dükkandan doğru Burcu’yu gördü ve kapıya çıkarak arkası dönük olan Burcu’ya seslendi.Burcu arkasını döndü ve Mehmet’i görünce eli ayağı birbirine dolaştı.Mehmet “Burcu biraz dolaşabilir miyiz” dedi.Burcu “ama ben Aysun’u bekliyorum” dedi.Mehmet Aysun biraz evvel bana geldi ve “Burcu’ya acil bir işim çıktı onun için Giresun’a gitmek zorunda olduğumu söyler misin?” dedi.Bunu duyan Burcu ortada bir şeyler döndüğünün farkına varmakta geç kalmadı.Mehmet’e “ortada neler oluyor” diye sordu.Mehmet “ne mi oluyor hiçbir şey,sadece ben seninle yine beraber olmak istiyorum” dedi.Burcu çok şaşırmıştı.”Peki,Aysun ne olacak” dedi.Mehmet “Aysun,dün yanıma geldiğinde benden hoşlandığını söylemişti,ama ben seni sevdiğimi söyledim.O da sen kalkıp gittikten sonra kalktı gitti.” dedi.Burcu çok şaşırmıştı,zaten Aysun’un olaydan hemen sonra evine gelip özür dilemesini anlayamamıştı.Mehmet’in bu açıklaması ona bu durumu açıklamıştı.Her ne kadar Mehmet yalan söylese de …
Aradan günler geçti…Mehmet ile Burcu beraberliklerini söz takarak ilan ettiler.Bu söz kesiminde Aysun’da vardı.İkisinin de mutlu görünmesi Aysun’un tek tesellisiydi.Günler birbirini kovalıyor ve sıra evliliğe geliyordu.Burcu ile Mehmet evlenmeye karar vermişler ve bunun için nikah dairesinden gün almışlardı.Nikahlarını büyük bir sabırsızlıkla bekliyorlardı.Arkadaşları Sevim,Mehmet ile Aysun arasında geçen en son konuşmayı öğrenmişti.Sır tutamayan Sevim’in bu durumu Burcu’ya söylemesi an meselesiydi.Mehmet bu zaman içinde ne kadar mutlu görünse de içinde Aysun’a karşı hala anlatılamaz olan duyguları devam ediyordu.Sevim’in bir yanlış yapmasından korkan Aysun,zar zor Sevim’in aklına girerek bu olayı ona unutturdu.Aysun’da Sevim’in bu sır tutamama hareketini bilinçli yapmadığını biliyordu.Bu Sevim’in fıtratında vardı.Düğün olmuş ve Burcu ile Mehmet dünya evine girmişlerdi.Mehmet Kırtasiye dükkanını işletmeye devam ediyordu.Burcu’yla olan evliliği mutlu bir şekilde sürüyordu.Aysun bu durumu dışarıdan takip ediyordu.Günlerden bir gün Burcu’nun şiddetli baş dönmeleri ve mide bulantıları başladı.Mehmet hemen Burcu’yu hastaneye götürdü.Müjdeli haberi Mehmet’e doktor verdi.Eşinin hamile olduğunu duyan Mehmet mutluluktan uçuyordu.Kapıdan eşini görmüştü ve koşa koşa ona sarıldı,havaya kaldırdı ve hastanenin içinde “seni seviyorum” diye bağırmaya başladı.Çift hastaneden Giresun kalesine gitti.Mehmet çok mutluydu.Burcu’yu gezdirmek,ona istediği her şeyi yaşatmak istiyordu.Birden Burcu’ya döndü “demek baba olacağım,seni çok seviyorum” dedi.Burcu duygulanmıştı ve mutluluktan ağlamaya başladı.Mehmet Burcu’ya sarılarak “seni seviyorum” diye haykırmaya devam etti.”Bu haberi ilk olarak Aysun’a verelim” dedi Mehmet.Burcu’da evet dercesine kafasını salladı.Aysun’da haberi duyduğunda çok sevinmiş ve çifte bol bol dua etmişti.Aysun bu haberden birkaç gün sonra ailesiyle beraber İstanbul’a taşınmıştı.Mehmet Burcu’nun hamilelik süresince Burcu’ya çok iyi bakmıştı.Bu dönem boyunca Burcu ne istediyse yapmış ve Burcu’yu hamilelik döneminde kuvvetli bir şekilde ayakta tutmuştu.Günler birbirini kovalamıştı.Bir güz günüydü.Hava biraz kapalıydı.Güneş soğuk havada kendini bulutların arasından ara sıra gösteriyordu.Burcu’nun sancıları artmaya başlamıştı.Mehmet Burcu’yu hemen hastane’ye yetiştirdi.Dakikalar geçiyor ama Mehmet’in içi içini yiyordu.Nihayet doktor çıkmış ve bir kızının olduğunu söylemişti Mehmet’e.Mehmet hemen eşinin yanına gitti,ellerini öptü,bir isteğinin olup olmadığını sordu.Burcu çok üşüyordu.Titrek bir sesle bir şey istemediğini söyledi.Burcu odasına götürüldü.Bebekte yıkanmak üzere küvetteydi.Mehmet çok heyecanlıydı.Eşinin üşüdüğünü görünce hemen aşağıya inerek hastanenin karşısındaki dükkandan 2 tane battaniye aldı.Eşine götürüp üzerini örttü.Aysun bu olayı haber alır almaz Mehmet’i cep telefonundan aramış tebrikte bulunmuştu.Burcuyla da kısa bir görüşme yapmış “İnşaallah bu mutluluğunuz daimi sürer canım arkadaşım,ilk fırsatta geleceğim” demişti.Burcu birkaç gün hastanede kalmıştı.Daha sonra evlerine geçmişlerdi.Bebeği sağlıklı büyütmek için gecelerini gündüzlerine katıyorlardı.Bebek gün geçtikçe daha da büyüyor ve daha da tatlılaşıyordu.Bebeğin adını da Aysun koymuşlardı.Doğumdan 2 ay sonra Aysun tebrik için Görele’ye gelmişti.Bir Salı sabahıydı.Aysun geleceğinden haber vermemişti kimseye.Sabah saatlerinde Mehmet ve Burcu çiftinin kapıları çalındı.Mehmet “hay Allah kim bu sabah sabah” dedi ve kapıyı açmak için kalktı.Kapıyı açtığından karşısında duran Aysun’u görünce çok şaşırmıştı.”Aysun,sen,hoş geldin,gelsene kapıda ne duruyorsun” dedi sıcacık bir sesle.Aysun içeri girdi.Burcu içeriden “Mehmet kim gelmiş” diye sordu.”Mehmet tahmin edemezsin hayatım” diye karşılık verdi.Burcu meraklandı ve kalktı içeri gittiğinde karşısında Aysun’u gördü.”Aysun,sen mi geldim bir tane arkadaşım” dedi.İkisi de koşarak birbirlerine sarıldılar.Daha sonra kahvaltı yaptılar.İçeriden “ingaaa” diye ses geldi.Burcu “işte uyandı bizimkisi” dedi.Bebeğe dönerek “bak Aysun teyzen geldi,bugün ağlamak yok tamam mı? “ dedi.Herkes gülüşmeye başladı.Burcu Aysun’a “Görmeyeli çok değişmişsin” dedi.Aysun “öyle galiba,İstanbul insanın her şeyini değiştiriyor” dedi.Burcu “haklısın,büyük şehir’de yaşamak zordur “ dedi.Aysun “doğru “ diye karşılık verdi.Aysun bir geceliğine Burcu’larda kaldı.Ertesi gün tekrar İstanbul’a dönecekti.Ertesi gün olmuştu.Biraz gezdikten sonra Aysun otobüs terminaline gelmişti Burcu ve Mehmet’le beraber.”İkinizi de çok özleyeceğim,sizlerde gelin yanıma,en kısa zamanda tekrar görüşürüz inşaallah dedi ve Burcu’yla sarılıp öpüştüler.Mehmet’le de tokalaştılar.Aysun otobüse bindi ve el sallaya sallaya birbiriyle vedalaştılar.Mehmet ve Burcu evlerine dönmüşlerdi…
Aradan 3 sene geçmişti.Bebek 3 yaşına gelmişti.Mehmet ve Burcu bir çocuk daha istiyorlardı.Burcu yine hamile kalmıştı.Ama burcu’nun bu seferki hamileliği zor geçiyordu.Doktara muayaneye gittiklerinde doktor “bu hamileliğin zor geçe bilir ama dikkat edersen bir şey olmaz “ dedi.Burcu korkuyordu.Mehmet’le kara verdiler,Burcu hamilelik dönemine devam etmeyecekti.Aysun bu arada iki seneden beri Burcu’yu arayamamıştı.Burcu çocuğunu aldıracaktı.Bunun da biraz riski vardı ama doktorlara güvenmekten başka çareleri de yoktu.Burcu içeride ameliyatta iken Mehmet’in birden telefonu çaldı.Arayan Aysun’du.Mehmet’le uzun süre konuştular Mehmet durumu haber verdi.Aysun meraklandı.Konuşma devam ederken içeriden doktor çıktı.Doktor telefon kulağında olan Mehmet’e “üzgünüm hastamızı kan kaybından kaybettik,kurtaramadık” dedi.Mehmet birden durakladı,elindeki telefonu yere düşürdü.Aysun telefondan “Mehmet,Mehmet” diye bağıyordu.Mehmet şoka girmişti.Telefona doktor cevap verdi durumu bildirdi.Diğer doktorlarda Mehmet’i kendine getirmeye çalışıyorlardı.Mehmet Aysun’un telefondaki ağlama seslerini duyuyordu ama cevap veremiyordu.Mehmet felç geçirmeye başladı.Her şeyden habersiz hastanede babaannesinin elinde bekleyen çocuğu,babasına hüzünle bakıyordu.Aysun hemen Görele’ye geldi.Mehmet kendine gelmeye başladığında Burcu defnedilmişti.Yetim kalan bebekleri Aysun hala hiçbir şeyi anlamıyor babasının yanına giderek “baba,anne anne” diye bağırıyordu.Mehmet kızım diyerek Aysun’a sarıldı ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.Aysun olanlar karşısında kendini tutamıyor o da ağlıyordu.Mehmet ve Aysun bir an göz göze geldiler.Mehmet Aysun’a ne olur beni yalnız bırakma diye yalvardı.Aysun ne cevap vereceğini bilemiyordu.Mehmet ile Aysun çevreden gelen desteklerle 8 ay sonra evlendiler.Evlilikleri boyunca Mehmet Aysun’a elini bile değdirmedi.Aysun bir yandan ızdırap çekiyor bir yandan da Mehmet ve yavrusuna destek sağlamaya çalışıyordu.Mehmet ve Aysun’un evlilikleri böyle devam ederken,Aysun bir gün evi temizlemek için dolapları karıştırdı.Aysun bir mektup buldu.Mektup’ta Canım Arkadaşım Aysun’a yazıyordu.Aysun heyecanlandı “bu acaba ne mektubu dedi” kendi kendine.Mektubu büyük bir heyecanla açtı.Mektubu yazan Burcu’ydu.Burcu bu mektubu ameliyata girmeden bir gün önce yazmıştı ters bir ihtimal olmasına karşın.Mektupta şöyle yazıyordu;” Canım Arkadaşım Aysun,bu hamilelik beni çok yordu.Bu mektubu sana ulaştırmak istiyorum ama bunun için kime söyleyeceğimi bilmiyorum.Neyse zaten bu mektup eline geçmişe sorun yok demektir.Bu hamilelik dönemimin ters geçmesi üzerine ziyarete gelen dostlarımın arasında Sevim’de vardı.Sevim bana bir sırrını açıkladı her zamanki gibi ağzında tutamadı yine.”Aysun mektubu okurken gözyaşlarına hakim olamıyordu.Mektubun devamında “Sevim bana senin yaptığın iyiliği anlattı.Canım arkadaşım benim için kendini feda etmişsin.Ama inan senin sayende çok mutlu bir hayat geçirdim.Eğer ameliyattan sağ çıkamazsam bebeğime ve Mehmet’e sen bakacaksın.Onunla sen evleneceksin.Bana söz veriyorsun değil mi?Senin bu iyiliğini asla unutmayacağım.Her zaman sana dua edeceğim.Unutmamak ve Unutulmamak dilekleriyle.Arkadaşın Burcu… “ Mektubu okuyan Aysun bayılmıştı.İçeriden sesi duyan Mehmet yetişti.Bayılmış vaziyette bulduğu Aysun’u kolonyağıyla ayılttı.”Ne oldu” diye sordu.Aysun ağlayarak “Burcu,burcu “ diyebildi ve mektubu işaret etti.Mektubu okuyan Mehmet hıçkırıklara boğuldu.Mektubu okuduktan sonra Aysun’a sarılarak ağlamaya devam ettiler…Aradan 2 gün geçmişti.Hemen hemen her şey normala dönüştü.Aysun ile Mehmet kardeş gibi evliliklerini devam ettiriyorlardı huzurlu bir şekilde.İkisi de her gün Burcu’nun mezarını ziyaret ediyorlar,ona bol bol dua ediyorlardı…
Aradan 45 yıl geçmişti.Mehmet ve Aysun iyice yıpranmıştı zorlu hayat yolunda.Önce Mehmet’in kalbi durdu bu zorlu yolculukta.Bu acıya dayanamayan Aysun’da eşinin mezarının başında kalp krizi geçirerek yaşama veda etti.Çocukları Aysun ise zengin bir iş adamıyla evlenerek Giresun’a yerleşti.
Bir önceki yazımız olan Yaşam Nedir? Yaşamak İstiyorum! başlıklı makalemizde Köşe Yazısı, makalesi ve oğuzhan kılıçarslan hakkında bilgiler verilmektedir.